12 Eylül 2012 Çarşamba

Ölüme Giderken Bile Trabzonspor


    

     Trabzon şehrinin futbolla yatıp futbolla kalktığı herkes tarafından bilinir. Bu şehirde futbolun insanların hayata bağlanış biçimi olduğu gerçeği de gözler önünde. Yıllarca beklenen özlem geçen yıl son buldu. Ama öncesinde beklenen o uzun yıllar, şehrin sabırsız olmasına neden oldu ve aynı zamanda sadece bir spor dalı olan futbolu, taraftarlığı çok abarttığımız gerçeğini (bence) belli ettik.

     Yıllardan beri gelen özlem, yalnızca futbol için nefes alan, tertemiz şampiyonluk görmek için atan kalpler bu şehir insanlarından başka kimseye ait değildi. Nitekim bu yolda çok kayıp verdi bu şehir. O mutluluğu yaşayabilmek için çok insan hayata gözlerini yumdu. Belki de nefes almalarına neden olan tek şey Trabzonspor’du…








   Son 19 yıl içerisinde, toplam 17 Trabzonspor taraftarı bu yolda hayata gözlerini yumdu. Kalp krizleri hariç… Nice taraftarlar geldi takımını statta destekledi. Ya desteklemeye giderken ruhları çıktı bedenlerinden ya da dönüş yollarında hayata gözlerini yumdular. İsimleri belki unutulmuş veyahut bazen aklımıza gelir gider oldu bu insanlar… Tek diledikleri o mutlu günleri, o şampiyonluk kupasını sonuna kadar destekleyeceği  Trabzonspor’lu futbolcuların elinde görmekti… Göremeden göçtüler bu dünyadan…

    Sadece Trabzonspor üzerinden örnek verdim hayatta olmayanlara. Çok insan vardır takımlarını desteklemek üzereyken hayata gözlerini yuman. Arkasında nice anılar bırakan… O insanları da analım, arkalarından dua etmeyi esirgemeyelim…









Gelelim yazının başlığına, merak edenlere bir sorum olacak… Evde oturuyorsunuz, birden rahatsızlandınız, kalbiniz sıkışmaya başladı. Bunu cidden hissettiniz… İlk olarak ne yapardınız ? Cevaplar şu şekilde olmalı sanki; en yakınımdaki insana haber veririm, apar topar hastaneye götürülmeyi isterim dimi ? En doğru ve mantıklı olanı bu şekilde olmalı degil mi ?

    Peki içimizden hangimiz, o anda o derece önemli olan bir zaman diliminde hızlıca evden hastaneye gitmek varken, odasına gider de Trabzonspor formasını giyinip hastaneye gider? Belki de yolda giderken kalp krizi geçirecek, hayata gözlerini yumacak… Aynı zamanda o kişi Trabzon’lu olmadığı halde bu davranışı gösteriyor. Sonuna kadar desteklediği takımın, gönül verdiği Bordo – Mavi renkli formayla son nefesini vermeyi amaçlamış olsa gerek…

    Anlatmak istediğim de bu işte… Futbol’u , Trabzonspor’u fazlasıyla önemsiyoruz, bazen de abartıyoruz… Yukarıdaki paragrafta anlattığım yaşanmış bir olay… Bu şehir sabırsız, bu şehir başarıya, mutluluğa aç. Bu şehir, bu şehrin takımı, bu şehrin takımını destekleyen taraftarı sevinmeye muhtaç…